Türkiye'de yasaklar gündemdeyken ve özellikle sanata karşı baskı ve yasaklar artarken, 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ödül Töreni’ne sanatçıların konuşmaları damga vurdu. Katılmayanlar, ödülleri kabul etmeyip protesto edenler kadar katılanlar da Gezi,Boğaziçi, kadınlar ve özgürlük için ses yükselttiler...

Ülkede yaşanan baskıcı rejim ve tartışmalı adalet süreci ile son zamanlarda artık ödül törenlerine ve geceler kıyafetler ya da ödüller değil, konuşmalar damga vurmaya başladı ve bunun son örneği de 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali oldu. Gezi tutuklusu Çiğdem Mater ve Emin Alper’in Boğaziçi direnişine ise destek mesajları yağdı.

Öncelikle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in festivalin coşkusunun kentten ülkeye yayıldığını söylediği ve dikkat çeken konuşmasında sözleri şöyle oldu;

“Sokaklarda buluştuk, salonları sinema aşkıyla doldurduk. Sanatla iyileştik, çoğaldık. Sevgiyle kucaklaştık. İyi ki varsın Altın Portakal, iyi ki varsın sinema. Yaşadığımız her gün, aldığımız kararların ne kadar doğru olduğunu gördük. Çünkü Türk sineması olmadan, sanatçılarımız olmadan Altın Portakal olamaz. O kendi değerleriyle güzeldir, kendi değerleriyle anlamlı. Onun için bir tarihtir, yaşı yarım asrı geçen bir çınardır. O özüyle bir dünya markasıdır. Ülkemizin uluslararası alandaki gurur kaynağıdır.”

Türkçede "Kelime ve Dimne" adıyla bilinen eserde dürüstlüğün simgesi Kelile ve yalanın simgesi Dimne sırasıyla hangi hay Türkçede "Kelime ve Dimne" adıyla bilinen eserde dürüstlüğün simgesi Kelile ve yalanın simgesi Dimne sırasıyla hangi hay

O İSİM UZUN SÜRE ALKIŞLANDI!

Gezi tutuklusu Çiğdem Mater: Gezi davasının film olduğunu görmek isterim

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ödül Töreni, kırmızı halı geçişi ve Nühket Duru konserinin ardından başlarken, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Sahide Sonku Ödülü, Gezi Davası tutuklularından Çiğdem Mater’e verildi ve ödülü Çiğdem Mater adına Zümrüt Burul aldı. Mater’in adının anons edilmesi ise uzun süre alkışlandı.

Ezgi Mola, Nurgül Yeşilçay ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi ünlü isimler Mater’i ayakta alkışlarken, çekmediği bir film yüzünden 18 yıl ile cezalandırılan Gezi Davası tutuklusu Çiğdem Mater’in, Bakırköy Kadın Cezaevi’nden gönderdiği mektubu Zümrüt Burul okudu.

Burul'un “Çiğdem bu ödülü Kurak Günler filmine emek veren kadınların birlikte almasını rica etti” diyerek okuduğu Çiğdem Mater’in mektubu şöyleydi;

“Altın Portakal’a ve ulusal yarışma jürisine çok teşekkür ederim. Kurak Günler’in bir parçası olduğum için de Emin’e ve Nadir’e çok teşekkür ederim. Hatice, Selin, Eylül, Damla, Ceyda, Zümrüt, Nadide, Esma, İrem, Öykü, Buse, Ezgi, Berfin, İrem Naz, Manolya, Nesibe, Selen, Gülçin, Özge… Kurak Günlere emeği geçen tüm sevgili kadınlar, bu ödül hepimize. Türkiye’de kamera önünde ve arkasında sektöre emek veren tüm kız kardeşlerim, Susma Bitsin’de birlikte yol yürüdüğümüz şahane yol arkadaşlarım, bize bu yolları açan Bilge Olgaç, Ayşe Şasa, Leyla Özalp, Türkan Şoray, Müjde Ar, Yeşim Ustaoğlu ve daha niceleri. İyi ki vardınız, iyi ki varsınız, iyi ki hep birlikte filmler yapıyoruz ya da bazen yapamıyoruz. Ve sevgili Cahide Sonku! Çok teşekkürler! Rol ezberliyorum diyerek Cumhurbaşkanı’na gitmeyi reddettiğin için, seni ayağına çağıran milletvekillerini “Ben Cahide Sonku’yum” diye terslediğin için, hiç kimseye eyvallahın olmadığı için. Yolun, yolumuzdur!”

"UTANIYORUM!"

Altın Portakal Film Festivali'nde Gezi tutukluları, Boğaziçi direnişi, İran'daki protestolar unutulmadı; Çiğdem Mater ayakta alkışlandı

Verilen mesajlar ile konuşulan ünlü geceye damga vuran konuşmalardan biri de Emin Alpler’in konuşması oldu ve Alper, Boğaziçi Üniversitesi’nde süren direnişe selam gönderirken şunları söyledi;

“Bu ödülü Şerif Gönen’den almak çok büyük bir onur. Her şeyden önce jüri üyelerine çok teşekkür ediyorum. Çiğdem’den bahsedecektim ama o kendi adına konuştu. Benim yönetmem olmamda Boğaziçi Üniversitesi’nin büyük bir katkısı vardır. Ülkesinin en güzide eğitim kurumunu ele geçirilecek bir kale olarak gören zorba bir zihniyetin saldırısı altında. Utanıyorum. Bu ülkenin bu nadide kurumuna yapılan saldırıdan gerçekten utanıyorum. Ama Boğaziçi Üniversitesi direniyor. Kazanacak. Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil, zorbalığa karşı direnen herkes kazanacak. Gezi direnişçileri kazanacak. Hemen yanı başımızda diktatöre karşı direnen Ukrayna halkı kazanacak. Zalim mollalara direnen kadınlar kazanacak. Bütün bu direnişçiler tiranlara zorbalara şunları söylüyor: Kazanamayacaksınız. Tarih sizin yanınızda değil. Yıllar sonra hatıranızın önünde eğilecek kimseyi bulamayacaksınız.”

"ÇAKALLAR SOFRASI"

Altın Portakal Film Festivali'nde Gezi tutukluları, Boğaziçi direnişi, İran'daki protestolar unutulmadı; Çiğdem Mater ayakta alkışlandı

En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü alan Erol Babaoğlu ise filmin hikayesinin “iyileşmemiz kurtulmamız gereken zihniyeti” gösterdiğini ifade ederek şöyle konuştu:

*O yüzden bu ödülü bu zihniyete karşı mücadele veren herkesle paylaşmak istiyorum. Erkeklik komplekslerini, güçle ve sömürüyle bastırmaya çalışanlardan ve savaş çığırtkanlarından kurtulabilmemiz, çakallar sofrasından kalkabilmemiz için ağır uykulardan uyanmamız, utanmayı, vicdanı hatırlayarak adil ve çok sesli bir dünyayı kurabilmemiz için mücadele eden, üreten, varlığını ortaya koyan herkesle bu ödülü paylaşmak istiyorum.

*Özellikle kadınlarla… İran'da özgürlük çığlıklarıyla sokakları dolduran, canlarını ortaya koyan, tarih yazan kadınlarla… Son olarak kent, kültür ve ekoloji mücadelelerinde her zaman en ön saflarda yer almış, ekmek kadar temiz, su gibi aydın Mücella Yapıcı ve tüm Gezi tutsaklarıyla paylaşıyorum. Özgürlük için mücadeleye devam."