"İktidar yoksulu ağlatıyor, parası olanı güldürüyor" manşetleri ile yazılı basın "Kentsel Dönüşüm" adlı yapılanmanın perde arkasını duyurdu.

En son İstanbul Beykoz'a bağlı Tokatköy Mahallesi'nde “Kentsel Dönüşüm” adı altında gece baskınları ile vatandaşın sokağa atıldığı kareler ile can yakıp gündeme taşınan durumun perdesi Sözcü gazetesinin haberi ile aralandı.

Henüz mahkeme kararı bile çıkmadan davalar devam ederken Tokatköy yıkımları da hızla sürerken  AKP'li Beykoz Belediyesi önceki gün ekiple birlikte iş makinalarını mahalleye sokmuş ve gece 3'te ise polisler bölgeyi abluka altına alarak, evlerin kapısını koçbaşı ile kırıp direnen vatandaşları ters kelepçe ile gözaltına almıştı.

Bu örenkte de aynı şekilde hukuksal süreci bekleyen vatandaşlar neye uğradığını şaşırsa da iki gündür evler tek tek yıkılmaya devam ederken sokağa atılan bir vatandaşın sözleri sosyal medyada gündem olmuştu;

Saz çalan kimselere verilen ad hangisidir? Saz çalan kimselere verilen ad hangisidir?

Garibanın evini yık, zengine villa dik!

“Uzun yıllardır bu mahalledeyim. Anılarımız gitti. Çocuklarımın, benim, tavşanımın yuvası gitti. Hangi birini anlatayım? Bu zalimlere diyecek bir şey bulamıyorum. İnsanların yaşam alanlarına göz koydular. Allaha havale ediyoruz onları. Aç gözlü, doyumsuz insanlar. Lüks daireler yapılacak diye hayal kuruyorlar ama bilmiyorlar ki eninde sonunda şu toprağa gidecekler. Kiramız almış başını gidiyor. Yukarıda bazalarım kaldı. Eşyaları almamıza izin vermediler.”

İşte bu sözler eşliğinde yoksul vatandaşın Türkiye'de yaşanan zamların altında yaşam savaşı verirken bir de üstüne daha davalar bile sürerken "evsiz" kalmasını izlemiştik.

Ancak tam da bu arada; İstanbul Boğazı'nda son dönemde artan kaçak yapılaşma farklı bir boyut kazandığı. kanuna göre, kaçak inşaat yapan ve göz yumanlara hapis cezası olduğu halde mühürlenen ve yapı tatil tutanağı asılı olan mülklerde inşaat çalışmalarının "kendilerinden emin şekilde" hızla sürdüğü görüldü.

Kaçak yapılaşmanın durmaması ‘imar affı geliyor' şeklinde uzun süredir yorumlanırken; kanunlara göre 15 gün içinde kaçak eklentilerin yıkılması gerektiği ve de mülk sahibi yapmazsa, İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün yıkım işlemini gerçekleştirmesi gerektiği hatırlandı.

Ancak yıkım olacağına inşaatların devam ettiğini Sözcü gazetesi bir örnek ile gündeme taşıdı. Gazete 26 Ağustos 2022'de Bebek Mahallesi'nde yer alan ve kaçak yapılaşma nedeniyle 8 Ağustos'ta mühürlenen bir yol yalısında inşaat çalışmalarının devam ettiğini duyurdu.

Aradan geçen sürede inşaat daha da hızlanırken önceki gün yine aynı yalının önüne kamyonla malzeme getirildiği ve içeriye malzeme taşındığı da görüntülendi. Bahçesinde fazladan 250 metrekarelik bir alan inşa edildiği, kaçak olarak havuz, makine dairesi, mutfak, asansör ve garaj inşa edilen yalıdaki eklentilerin yıkılması gerekirken inşaatın sürmesi de akla evinden mahkeme kararı bile olmadan atılan yoksul, gariban vatandaşı getirdi.

Ayrıca benzer şekilde Beşiktaş Bebek'teki Kortel Korusu'nda da imar planlarında halka açık sosyal tesis alanı görünen 7 bin 160 metrekarelik alanda bir süre önce kaçak inşaat başladığı ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri 30 Haziran 2022'de inşaatının mühürlendiği öğrenildi.

Projesi ve yapı ruhsatı bulunmayan parselde toplam bin 780 metre kaçak inşaat yapıldığı tespit edildi edilmesine ancak, inşai faaliyeti yapan kiracı Menderes Gökhan Tutaşer inşaata devam etti.

İçerisine kanuna aykırı şekilde 4 adet yapı kondurulan parselde yapı tatil tutanağına rağmen yapılaşmanın nasıl sürdüğü ise bilinmiyor.

Mesela MNG Holding'in patronu Mehmet Nazif Günal da Sarıyer Tarabya'daki boğaz manzaralı arazisindeki köşkü yıktı ve ardından da yerine dört katlı villa inşa etmeye başladı.

İBB yetkilileri villa inşaatına müdahale edildiğini 12 Ağustos'ta mühürlendiğini açıklamıştı ki çalışmalar sürünce, Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Günal hakkında suç duyurusunda bulundu.