1981’de hayatını kaybeden yönetmen ve oyuncu Cahide Sonku’nun hayatı du defa dijital platform için dizi olarak çekiliyor ve açıklanan ilk oyuncu da Serenay Sarıkaya oldu.
Serenay Sarıkaya son olarak Türk sinemasının unutulmaz ismi Cahide Sonku’nun hayatını konu alan dizi ile gündem oldu.
1981’de hayatını kaybeden yönetmen ve oyuncu Cahide Sonku’nun hayatı BKM yapımcılığında dijital bir platform için dizi oluyor. 2023’te yayınlanması planlanan dizi projesinin hazırlıklara başlarken efsane oyuncunun hayatını canlandıracak isim için ilk teklifin de Serenay Sarıkaya'ya gittiği öğrenildi.
2018’de ‘Bergen’ filminde oynayacağı açıklanan Serenay Sarıkaya, pandemi sonrası oluşan takvimi sebebi ile projede yer alamamıştı ancak sinemalarda rekor kıran bu projenin acısını dijital ekranda çıkartacağı kesin olan Serenay Sarıkaya'nın Cahide Sonku canlandırması için heyecanlı bekleyiş başladı.
CAHİDE SONKU KİMDİR? HAYATINDA NELER YAŞADI? BİR HÜZÜN HİKAYESİ CAHİDE SONKU...
Türk sinemasının ilk kadın film yönetmeni ve sinema oyuncusu olan, Seneden Bir Gün ve Çalıkuşu filmleri ile akıllara kazınan Cahide Sonku'nun asıl Cahide Serap ve 27 Aralık 1919 yılında Yemen'in San şehrinde dünyaya geldi.
Cahide Sonku'nun babası o dönemin Osmanlı subaylarından olup dedesi Çorapsız İbrahim Paşa ise Osmanlı ordu komutanıydı.
Sonku'nun babası Necati Bey bir süre sonra ailesini terk edince annesi Necati Bey'den boşanarak paşa dedelerinin Fatih'teki konağına yerleşmişti. Annesi ile yaşayan Sonku'nun çocukluğu zorluklarla geçerken dedesi İbrahim Paşa'nın vefatının ardından çıkan bir yangında evleri de yandı.
Durumdan haberdar olan Necati Bey Cahide ve ablasını yanına almak istemiş ancak ablası kabul ederken Cahide annesinin yanında kalmayı tercih etmişti.
Ortaokul sıralarında sanatla tanışan Cahide henüz 16 yaşındayken Darülbedayi'ye girdi, zamanla İstanbul Şehir Tiyatroları'nın gözde oyuncuları arasında yerini aldı. Önce Halkevleri Tiyatrosu akabinde ise İstanbul Belediye Konservatuvarı, ardından da Muhsin Ertuğrul'un keşfiyle Darülbedayi'de (Şehir Tiyatroları) "Yedi Köyün Zeynebi" ile oyunculuğa başladı.
Cahide 1933'te Söz Bir Allah Bir filmiyle sinemaya adım attı ve daha sonra, 1950 yılında kendi adına Sonku Film şirketini kurdu. Fedâkar Ana filmiyle ilk kez yönetmenliği deneyen isim oyuncu Talat Artemel ile evlenip ayrıldı.
Daha sonra, 1943 yılında "Tütün Kralı" lakabıyla bilinen iş adamı İhsan Doruk ile evlendi ve bir süre sonra yine ayrıldı. Daha sonra İhsan Doruk ile yeniden evlenen Cahide'nin bu evlilikten Ender adında bir kız çocuğu olmuştu ki yeniden boşandı.
Bataklı Damın Kızı Aysel adlı filmle ünlenen sanatçı, filmlerinde genel olarak erkeklerin kalbini kırıp kaçan güzel kadın rolüyle izleyicinin karşısında yer alması ile dikkat çekti. Bu arada Yıldız dergisinin 1951 yılında açtığı yarışmada Vatan ve Namık Kemal "En İyi Film", başrol oyuncularından Cahide Sonku da "En İyi Kadın Oyuncu" seçildi.
Kariyerinin tescillediği bu yıllarda Parseh Gevrekyan adında gayrimüslim genç bir iş adamı ile tanıştı ve aşk yaşamaya başladılar. Gevrekyan, sinema ile özdeşleşen Cahide Sonku'nun hayranlarından biriydi ancak Müslüman bir kadının gayrimüslim biriyle beraberliği hoş karşılanmadığından aşklarını gizli yaşadılar.
Artan dedikodulara aldırmadan birlikte yaşama kararı alan çiftin bu kararının ardından Cahide'nin Şehir Tiyatroları'ndan atılmasına karar verilmişti ki buna Muhsin Ertuğrul'un karşı çıkması sonrası Cahide kariyerine devam etti.
Fakat Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü Cahide'yi aralıklarla ifade vermeye çağırıyordu ki akabinde başlayan II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye'de "Varlık Vergisi" Kanunu çıktı ve hükûmet vergilerin yüzde 87'sini gayrimüslimlerden tahsil etmeye karar verdi. Böylece Parseh Gevrekyan'ın taşınmaz mallarına el konuldu ve Aşkale'deki çalışma kampına gönderildi.
Çevresi ve adli kurumlardaki kişilerin baskısı sonucu Gevrekyan'dan ayrılmak zorunda kalan Cahide 1963 yılında bir yangın sonucu kurmuş olduğu Sonku Film şirketinin binasının yanması üzerine iflas etmiş, yaşamının geri kalan kısmında Muhsin Ertuğrul sayesinde kısa bir süre daha çalışmış ancak ömrünün son yıllarında alkol bağımlılığı ile mücadele ederek hüzünlü bir son yaşamıştı.
1979 yılında Sinema Yazarları Derneği hizmet ödülünü aldı ve 1981 yılında Alkazar Sineması'nda fenalaşarak 61 yaşında öldü.
