Yargıtay iş dünyasını adeta sarsacak bir karara imza attı. Artık izin alamayan çalışanların "fesih" sebebi ile ihbar ve kıdem tazminatı hakkı var.

Yargıtay, işçinin mazerete dayanan bir kaç saatlik izinini karşılamayan yani izin vermeyen işletmenin, işçinin yine de erken çıkmak istediğini açıklaması üzerine 'bir daha işyerine gelme' demesini "işveren feshi" saydı.

Yüksek Mahkeme; bu tür durumlarda kovulan işçinin ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacağına hüküm getirdi.

Türkçede "Kelime ve Dimne" adıyla bilinen eserde dürüstlüğün simgesi Kelile ve yalanın simgesi Dimne sırasıyla hangi hay Türkçede "Kelime ve Dimne" adıyla bilinen eserde dürüstlüğün simgesi Kelile ve yalanın simgesi Dimne sırasıyla hangi hay

Yargıtay'dan tam beş senedir çalıştığı şirkette, kız kardeşinin doğumu için bir kaç saat izin isteyen işçiyi kovan patrona verilen karar emsal değerinde oldu.

İzin vermemesi üzerine yine de gitmekte ısrar eden işçiye, 'Bir daha işyerine gelme' diyen patron tazminat ödenmek zorunda kaldı. İşten kovulan işçi, tazminat talebi karşılanmayınca İş Mahkemesi'ne başvuru yaptı. Davacı işçinin, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız, nedensiz ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep etmesine karşın, davalı şirket sahibi de, davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının her hangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istedi.

Mevzu davada iş Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Karar, davalı şirket avukatı tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 9. Hukuk dairesi girdi ve emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk dairesi, işçiye 'bir daha gelme' demenin fesih sayılacağına hükmetti.

Kararda yer alan ifadeler ise şöyle oldu;

"Davacının işyerinde çalıştığı sırada, kardeşinin sezeryanla doğuma alındığı bilgisi üzerine işverenden işten erken çıkmak için izin talep ettiği anlaşılmıştır. İşyerinde bulunan yetkili kişinin iki saat sonra çıkabileceğini belirttiği, davacının hemen çıkma talebini tekrarlaması üzerine 'sen bilirsin o zaman bir daha gelme' denilerek işyerinden çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu‘nun 2/4. maddesine göre, işveren vekilinin işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu kurala bağlanmış olup, davalı işverenin olay sonrasında işyeri yetkilisinin eyleminin kabul görmediğini gösterir şekilde işçinin işe derhal başlaması için çağrıda bulunmadığı ortadadır. İşverenin, işyerini sevk ve idare eden yetkili kişi konumundaki çalışanın eylemini benimsemiş olduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ihtarname keşide ederek ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiş, davalı işveren daha sonra düzenlediği ihtarnameyle iş sözleşmesinin feshedilmediğini belirtmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin mazerete dayanan bir kaç saatlik izin talebinin karşılanmaması üzerine yine de erken çıkmak istediğini açıklayınca bir daha işyerine gelmemesi gerektiği söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece her iki tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."