Corona virüs dünyanın sağlık ve ekonomi dengesini değiştiren çok güçlü bir tehlike olarak yayılmaya devam ediyor. Şu ana kadar WHO verilerine göre nisan ayına girerken, dünya genelinde 823 bin 626 kişi enfekte oldu ve 40 bin 598 ölü var.
Corona virüs dünyanın sağlık ve ekonomi dengesini değiştiren çok güçlü bir tehlike olarak yayılmaya devam ediyor. Şu ana kadar WHO verilerine göre nisan ayına girerken, dünya genelinde 823 bin 626 kişi enfekte oldu ve 40 bin 598 ölü var. Sözün özü insan ırkı büyük bir imtihandan geçiyor. Hem bilimsel kategoriden hem de sosyal olarak dünya insanları büyük bir imtihan veriyor. Corona virüsten kurtulmak, insanlığın yeniden normal yaşantısına dönmesi herkesin en büyük isteğidir. Ancak bu global krizden çıkış o kadar kolay olmadığı gibi imkansız da değil.
Corona Virüsten Kurtulmak
Öncelikle Corona aşısı geliştirilmelidir. Rusya geçtiğimiz günlerde Corona aşısı konusunda çok ilerleme kaydettiğini ve bu gün de Haziran ayına insanlara uygulanabileceğini duyurdu. Elbette ki bu sevindirici bir haber. İran da aşıyı bulduğunu ve yakın süreçte piyasalara süreceğini ifade etmişti. Bu da güzel bir gelişme… Ancak bazı sorunlar var, mesela aşının başarısız olması durumunda yani bağışıklık sisteminin buna olumlu cevap vermemesi durumunda her şey çok daha kötü olabilir. Bir diğer yol da insanların bu mikroba karşı tam bir bağışıklık kazanmasıdır. Global olarak insanların eski gelenekleri gözden geçirmesi, bireysel olarak davranışlarını değiştirmesi gerekiyor. El sıkmak, kucaklaşmak, tokalaşmak, yan yana oturmak bile tehlikeli. Kişisel hijyenin tavan yapması gerekiyor. En azından bu önlemler Corona adı verilen canavarın yayılım zincirini kıracak.
Corona Salgını Ne zaman Ortadan Kalkacak?
Uzmanlar diyor ki; Corona virüsün ortadan kalkması için dünya nüfusunun yüzde 60-70'inin bu hastalığa karşı bağışıklık kazanması gerekiyor. Pekiyi böyle bir başarı mümkün mü? Bu başarı, aşıya ve sosyal izolasyondaki başarıya bağlı. Aşının başarılı olması, aşının hayvanlar ve primatlar üzerinde denenmesi ve başarı elde edilmesine bağlı. Daha sonra da insanlarda denenecek. Ancak Rusya bu işin en erken Haziran 2020'de hazır olacağını belirtiyor ki daha 3 aylık bir zaman var. Farklı açıdan bakan otoriteler de, salgının kırılması için gerekli tedbirlerin alınmasının gerekli olduğunu ve bunun hastanelerin yükünü hafifleteceğini aksi halde hiç bir devletin sağlık sisteminin, çok büyük sayılara ulaşan vakaları kaldıramayacağını ifade ediyorlar.
Toplum Corona Virüse Karşı Bağışıklık Kazanabilecek mi?
Uzmanlara göre çok iyi uyulan sosyal izolasyon kuralları ile hasta sayısını belli bir seviyede tutarak 2-3 yıl içinde kendiliğinden bir bağışıklığın kazanabilmek mümkün olacak. Ancak bu süreçte tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Kötü olan ise karşımızdaki bir bakteri değil, virüs olduğundan, her yıl bu virüs direncini arttırabilir ve grip gibi her yıl form değiştirebilir. Yani uzmanlara göre insanlar, bağışıklık kazansalar dahi her yıl yeniden yakalanabilirler. İşin bir diğer yanı da Corona virüsün dünyaya ekonomik olarak verdiği tahribatlar. Dünya ticaretinin son bir kaç on yılda en düşük seviyede seyrettiğini İMF yetkilileri ifade ediyorlar. Üretim ve çalışma olmazsa hazıra dağ da dayanmayacağına göre, dünyayı nasıl bir senaryo bekliyor? O yüzden işin en ağır tarafı bilim ve tıbba düşüyor. Mutlaka hem ilaç hem de Corona virüsüne yakalanmayanların bağışıklık kazanması için aşı geliştirilmelidir. Hastanelerin yoğun bakım üniteleri global ölçekte sınırlı. Bu yükün hafiflemesi ile insanlık rahat bir nefes alabilir.
Küresel Bilim Bu Belaya Çare Bulabilecek mi?
Tüm dünyada harıl harıl çalışan bilim insanları bu virüsü alt edecek yollar arıyorken, öbür taraftan da bu virüse yakalananların tedavi çalışmaları hızla sürüyor. Buna ek olarak yeni vakaların oluşmaması için bütün devletler kendi çapında en yararlı önlemleri almaya çalışıyorlar. Küresel bilim çalışmalarının meyve vermemesi mümkün değil. Önemli olan bu meyvelerin zamanında alınması. Tek sorun bu olarak görünüyor.
Sosyal İzolasyon Alışkanlıkları Değiştirecek
Sosyal izolasyon bu virüsle mücadelede en önemli tedbirdir. Hastalığın insanın psikolojisinde oluşturduğu olumsuzlukların yenilmesi, pozitif bakış açısının kazanılması ve dayanışma, kurallara uyum bu virüsün yayılmasını engellemek için gereklidir. Virüs hafife alınmamalı ve bilinçli insanlar olarak uzmanların söylediklerine kulak vermemiz gerekiyor. İnsanlık tarihinde sık sık toplulukları ortadan kaldıran salgınlar olmuştur ancak insanlık eskisi kadar çaresiz değil. Atomun bile parçacıklarının altındaki enerjiye ulaşabilen insan, bu virüsü nasıl alt edebileceğinin cevabını çok geçmeden bulacaktır. Sonuçta bu önlemler bir geçiş sürecinin gereklilikleri ve tüm dünya bu önlemleri alarak bu belayı atlatabilir.
Corona 100 yıl Önce Çıksaydı
Corona virüsü 100 yıl önce yani bilimin gelişmediği, haberleşmenin en ücra köşelere yayılmadığı bir zamanda gelseydi insanlık neler olduğunu anlayamadan yok olabilirdi. Ama günümüzde en yüksek haberleşme teknolojilerine sahibiz. Teknoloji tıp bilimini de geliştirdi. Araştırmalar dünyanın her noktasında kesintisiz haberleşme ağı ile sürebiliyor, nano teknolojinin imkanları kullanılabiliyor ve bu güne kadar tıbbın biriktirdiği global deneyimler ortak bilime katkı sağlıyor. Dünyanın her noktasında bu alanda araştırma yapan otoriteler var. Hepsi de birbiri ile haberleşme bilgi paylaşımı- deneyim paylaşımı yapabiliyor. Çin’deki bir gelişme, saniyeler içinde Tunus’ta duyulabiliyor. İnsanlık ilkel zamanlardaki gibi çaresiz değil. Bu donanımlar, Corona virüsü alt edebilme gücümüzü destekliyor.
