15 Temmuz FETÖ sürecinden sadece bir ay önce AKP'li vekil ve vekil adayları tarafından kurulması ve çok kısa bir sürede güçlenmesi ile dikkat çeken Maarif Vakfı gelinen noktada ciddi soru işaretleri oluşturdu.
Türkiye'de ve dünyada bir anda güçlenen Maarif Vakfın kurucuları eski AKP milletvekili ya da adayları olmuş, hatta Maarif Vakfı Denetim Kurulu üyelerinden biri AKP Genel Başkan yardımcısı, bir diğeri ise TÜRGEV yönetim kurulu üyesi ve Önder İmam Hatip Derneği Genel Müdür Yardımcısı olarak dikkat çekmişti.
Vakfa Haziran 2016'da yani daha ilk yılında 90 milyon gibi korkuç bir rakam devlet kasasından aktarılırken, Ağustos 2017'de 241 milyon, Haziran 2018'de 351 milyon olmak üzere üç senede toplam 781 milyon lira aktarılması ile dikkatleri ayrıca çekmişti.
2019'da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 541 milyon lira aktarılan ilginç zamanlama ile ilginç kişiler tarafından kurulan Vakfa 2020 tarihinde ise 684 milyon lira daha devlet kasasından aktarılmıştı.
ŞÜPHE UYANDIRAN SÜREÇ VE HAKLAR
Tanıtım Katalogundaki bilgilere göre, eğitim etkinliklerini 67 ülkede sürdüren; mülkiyetinde ya da kullanımında 332 eğitim kurumu; 42 öğrenci yurdu ve on binlerce öğrencisi olan devasa bir yapı olan
Maarif Vakfı'nda şüphe uyandıran işler de yaşanmıştı.
CHP Milletvekili Murat Bakan, yurt dışındaki "FETÖ" okullarının devralınması amacı ile kurulan Türkiye Maarif Vakfı’na ilişkin detayları gündeme taşımış ve hatta CİMER üzerinden yaptığı Bilgi Edinme Başvurusu ile sormuştu.
CHP’li Bakan’ın sorularını yanıtlayan Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün, vakfın Kasım 2019 itibariyle, 41 ülkede 311 okul, 5 eğitim merkezi, 42 yurt ve bir yükseköğretim kurumu ile eğitim faaliyetleri yürüttüğünü açıklamıştı.
SORULAR ARTARDA GELDİ
Türkiye’den, 307’si eğitimci, 101’i ise destek personeli olmak üzere toplam 408 personelin, Maarif’in yurt dışındaki okullarına gönderildiğini açıklayan Akgün, en çok personel gönderilen üç ülkenin sırasıyla Pakistan, Afganistan ve Mali olduğunu duyurmuştı. Bu arada Maarif kurumlarının bulunduğu ülkelerdeki yerel kaynaklardan istihdam edilen kişi sayısı da 5 bin 90 olarak paylaşılınca değirmenin suyu da amacı da sorgulanmıştı.
Zira yurt dışına gönderilen personele ödenen aylık ücretin alt sınırının bin 293 dolar, üst sınırının da 4 bin 500 dolar olduğu belirtilirken, vakfa ait okulların olduğu ülkelerdeki yerel kaynaklardan istihdam edilen kişilere yapılan aylık ödemelerin ise o ülkenin durumuna göre değiştiği öğrenilmişti ki yerel halktan istihdam edilen personele yapılan aylık ödemelerin üst sınırının bin 869 avroya kadar çıktığı açıklanmıştı.
TANINAN VE VERİLEN HAKLAR KORKUTTU
AKP hükümetinin eğitimdeki son "yıkım icraatları"ndan olan 8 maddelik ‘Maarif Vakfı’ tasarısı muhalefet ve kamuoyu tarafından "eğitime son çivi" olarak yorumlanmıştı ki, tasarı Vakfa yurtiçi ve yurtdışında akıl almaz haklar tanıyordu.
Zira bu tasarıda en çok göze batan ise Milli Eğitim Bakanlığının uygun gördüğü, yurt dışındaki kamuya ait varlıklar Bakanlar Kurulu kararıyla, bedelsiz olarak vakfa devredilecek olmasıydı.
Her ne kadar MEB’e alternatif “paralel bir” eğitim modelinin inşa edildiğini belirttilse de “Vakfın neredeyse tüm mütevelli heyetinin mevcut siyasi iktidar tarafından atanacak olması, vakfın siyasi iktidarın güdümünde hareket edeceğinin en önemli göstergesidir” dense de, Maarif Vakfı’nın okul açtığı şehirde başka bir kamu kurumunun açamayacağı gibi tehlikeli ve kuşkulu haller ve haklar olsa da, MEB’nın yurt dışındaki tüm yetkilerini bu vakfa devretmiş sayılacak olsa da önüne geçilememişti ve Maarif Vakfı güçlenmeye, hak kazanmaya ve tabi ki pastadan en büyük payı almaya devam etmişti.
ÖĞRENCİLER AÇ, DEVLET OKULLARI KAPANIYOR
Türkiye İşçi Partisi sözcüsü Sera Kadıgil'in Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah'ta gündeme getirdiği gibi, yaşatılan yoksullaşma ile çocukların okullarda aç kalmasını bırakın susuz kalması konuşulurken, devlet okulları ve kreşleri birer birer kapatılıyorken Milli Eğitim Bütçesinin aktığı, yani Türkiye vatandaşlarının vergilerinin gittiği en önemli vakıflardan ve kkamuoyunda dillendiği üzere tanınan haklar ve destekler ile MEB'in paralel yapısı oldu.
TÜRKİYE MAARİF VAKFI NEDİR? NE ZAMAN NASIL KURULDU? NE YAPIYOR?
17 Haziran 2016 yani 15 Temmuz Darbesi'nden sadece ve sadece bir aya önce kurulan Türkiye Maarif Vakfı, yurt dışında örgün ve yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burslar vermek, okullar açmak, eğitim kurumları ve yurtlar gibi tesisler açmak, yurt içi de dahil olmak üzere bu kuramlarda görev alabilecek eğitmenleri yetiştirmek, bilimsel araştırmalar ve AR-GE çalışmaları yapmak, yayınlar yapmak ve metotlar geliştirmek ve faaliyet gösterdiği ülkenin mevzuatına uygun diğer eğitim faaliyetlerini yürütmek amacıyla kurulan bir vakıf.
Maarif Vakfı'nın Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Başkan vekilli ise Osman Nuri Kabaktepe'dir.
Mütevvelli heyetindeki isimler ise; Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Ahmet Emre Bilgili, Prof. Dr. Aşkın Asan, Selim Cerrah, Doç.Dr. Cahit Bağcı, Zekeriya Akçam, Dr. Mustafa Göksu, Dr. Hasan Taşçı, Prof. Dr. Cihad Demirli, Mahmut Özer.
Vikipedi'de yer alan bilgilere göre Vakıf, Dünya genelinde 104 ülkeyle kurulan resmî temaslar sonucunda 52 ülkede temsilcilik ofisi açılmış olup 67 ülkede ise Eğitim-Öğretim faaliyetleri yürütmekte.
Türkiye Maarif Vakfı'nın bünyesinde başta, Afganistan, Almanya, Avusturya, Fransa, Kosova, Belarus ve Belçika’da 9 eğitim merkezi, Arnavutluk’ da 1 üniversitesi ve Dünya genelinde 42 yurt binası bulunmakta olup, 43 ülkede bulunan 332 okul, üniversite ve eğitim merkezinde toplam yaklaşık 40 bin öğrencisi ile faaliyetleri sürmekte.
Vakfın faaliyetlerinin icrasında ise 405’i Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak üzere 7.327 personel yurt dışında istihdam edilmekte.
