Sokağa çıplak çıkanlar, herkesin içinde cinsel ilişkiye girenler ve kendisini ateşe verenler, artan intiharlar derken "Türkiye'de Ne Oluyor?" sorusu gündeme gelmişti.

Oda TV' tarafından derlenerek gündeme gelen açıklama bir Sosyoloji Bölüm Başkanı'ndan geldi.

Uzmanlar olayların artarak devam edeceği uyarısında bulunurken Uzman Psikolog Serap Duygulu da gelecek endişesine dikkat çekerek "Kimse bu enkazın altından tek başına çıkamaz" dedi.

Başta İstanbul olmak üzere hemen hemen her gün bir "Çıplak Vatandaş”la ya da sokak ortasında cinsel ilişkiye girenlerin haberi gelirken, artan intiharlar ve kendini ateşe verme görüntüleri de ayrıca gündemden düşmüyor. 

"Türkiye'de neler oluyor?" sorusu yöneltilen Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Demet Lüküslü ise endişeli olduğunu belirterek toplumda yaşananları analiz ederek açıkladı.

Sıfır ve 2. El araç alacaklar dikkat! Araçlar zamlanıyor Sıfır ve 2. El araç alacaklar dikkat! Araçlar zamlanıyor

Demet Lüküslü, yaşananlarda esas kaygılandırıcı tarafın 'ahlaki panik' havası olduğunu söyleyerek kriz dönemlerinde beklenmedik tepkilerin olabileceğinin altını çizip şu açıklamalrı yaptı;

"Modern sosyoloji tarihi hep böyle kriz dönemlerinde beklenmedik tepkiler olabileceğine dair fikir yürütür. Bu anlamda da kriz dönemlerine göndermeler yapar. Diğer bir taraftan bir sosyolog olarak ilginç olan alışık olduğumuzun dışına çıkan tablolara nasıl tepki veriyoruz. Bunu ahlaki panik (norm panic) kavramı açıklıyor. Yaşananlar nasıl kullanılıyor buna da bakmak lazım hem siyasi aktörler hem de basın tarafından. O tepkiler de bu ahlaki panik havasını besler durumda. Bu durumlarda soğukkanlı düşünemeyiz zaten, bu durumlarda bir kesimi hedef alan şekilde konuşmaya başlarız, önyargılarımız artabilir. Ve ne oluyor bize sorusunu daha fazla sormaya başlarız ve bu da bizi içe kapatır. Toplum sözleşmesi açısından; toplum arasında iletişim açısından düşündüğümüzde bir açılmayı değil kapanmayı işaret eder. O açıdan da bütün yaşananların aslında kaygılandırıcı bir boyutu da bu."

"MÜNFERİT", "KRİZ", "MANİPÜLASYON" HER NE DERSEK DİYELİM....

Çıplak Vatandaş Film İncelemesi | Gaia Dergi

"Buna münferit mi diyeceğiz, bir krizin göstergesi mi diyeceğiz, manipülasyon mu diyeceğiz? Her ne dersek diyelim buna biz toplum olarak nasıl tepki gösteriyoruz? O kısım beni daha çok ilgilendiriyor. Buna ahlaki panik açısından bakıyoruz ve bu da konuları soğukkanlı konuşmaktan bizi uzak tutuyor. Bu tür panik havaları yaşandığında, kaygıları artırır ve bir düşman arama bir öteki arama üzerinden kendisini rahatlatmaya çalışır. Bir öteki bulduğumuzda içimiz daha rahatlamış olur. Çünkü öbür türlü tedirgin ve endişeliyizdir. Zaten kutuplaşmış bir toplum olduğumuzdan her kutup için içe kapanmayı temsil eder bu. O yüzden ben endişe ile takip ediyorum bu süreci."

İSTER İSTEMEZ "ÖRNEK" OLUYOR

"Bir yandan tüm bu olaylar toplumun normların dışındaki olaylar örnek de temsil ediyor bir açıdan ister istemez. Bu bir tetikleme kopyalama bir kez yaşandıktan sonra tekrar yaşanmasında etkili oluyor. Ama şu kadar artar bu kadar artar demekten çok biz bu olup bitene çözümü nasıl bulacağız bu önemli."

Uzman Psikolog ve Sosyolog Serap Duygulu da artan olaylarla ilgili olasılıkları sıralarken şu şekilde konuştu:

"Bunu etkileyen çok boyut var. Psikolojik sebepler olabilir, kişilerin yaşadığı sorun ve sıkıntılar olabilir, bazı şeylere isyan olabilir... Bazı kırmızı çizgilerin aşıldığını görüyoruz. Toplumsal yapımızda 'ayıp, başkaları ne der' diyerek kendi üzerimizde otokontrol kurduğumuz sınırlar vardı, bunlara katılırız veya katılmayız ama bunlar vardı. Mahalle kültürü vardı, şimdi aslında hepimiz o kadar yalnızız ki ve o kadar çok olumsuzluğa maruz kalıyoruz ki... Maruz kalma etkisi olarak açıklanıyor bu aslında. Olumsuzluklara maruz kaldığınızda ve kendinizi bireysel olarak yalnız ve çaresiz hissettiğinizde o önümüzdeki bütün bariyerler kalkabilir bazen. Tabii başka bir takım sıkıntılar olabilir, psikolojik olarak, aile yapısı olarak, yetiştirilme biçimi olarak topluma bir isyan olarak... Ki bazı olaylarda ortamı manipüle etmek bunu siyasi olarak düşünmeyin ama toplumun dinamiklerine yönelik bir takım değerleri alaşağı etmek bozmak bu anlamda yapılabiliyor"

"DİKKAT... EŞİK GEÇİLDİ"

Sen de mi Soyunacaksın Yoksa?: Çıplak Vatandaş - Eleştiri - İzlenim, Sinema Yazıları - Fil'm Hafızası

'Her şeyi hiçe sayıp insanların çıplak dolaşacak hale geldiyse' bunun artık sosyolojik açıdan ele alınması gerektiğini belirten Serap Görgülü bu noktada eşiğin geçildiğini vurgulayarak şunları söyledi;

"Devlet politikası olarak düşünmemiz lazım. Daha kapsamlı daha bir araya getirici daha uzlaştırıcı bir takım adımlara ihtiyacımız var artık. Bakın her türlü şeyi hiçe sayıp insanlar ortada çıplak dolaşıyorsa sosyolojik olarak ele almamız lazım bunu. Bireysel olarak bakamayız o eşiği geçtik. Çünkü bu belirsizlik bu geleceğe dönük kaygı, ekonomik kriz, burnumuzun dibindeki savaş bunlar belirleyici... Ülkedeki olumsuzluklara 7/24 maruz kalıyorsunuz ve en önemlisi geleceğe dönük öngürülememezlik var... İnsan beyni geleceğe dönük tahminlerde bulunup ayaklarını yere sağlam basarak kendisini koruyabilir, böyle var olabilir. Bunlar ortadan kalktığında psikolojik dengemiz de bozulur. yaşadığımız toplumun dinamikleri şu an sağlıksız. Bunlar toplumun bireylerine yansıyor. 'Aaa' diyerek şaşırdığımız şeyler olarak karşımıza çıkıyor. Dikkat ederseniz eskisi kadar tepki de göstermiyoruz. 'Ne komik' diyerek geçiyoruz. aslında komik değil, acıklı, çok üzücü bir durum bu."

OLAYLAR ARTACAK

Bir çıplak vatandaş vakası daha!

"Bu insanları ben merak ediyorum bunlara ne oldu değerlendirildi mi? Bundan sonrasında artacak bunlar. Akşamdan sabaha her şey günlük gülistanlık olmayacak. O yüzden sadece bireysel etkenler olarak görmemek lazım. Tabii bu insanların psikolojilerinde bir takım bozulmalar kaymalar olabilir ama toplumun yaşadığı sıkıntıları göz ardı edemeyiz"

"Bunlar artacak, artıyor da. Bunlar yansıyanlar sadece Bu kadarını biliyoruz. Bilmiyoruz ki ne oluyor ne bitiyor, niye oluyor, bunlar sadece duyduklarımız. Daha ne kadarı var bilmiyoruz. Yalnızlaştık birbirimizin acılarına mutluluklarına da duyarsızlaştık. Bunu kaybettiğinizde esas olarak her şeyi kaybediyorsunuz"

"Yalnızlaştıkça toplum olarak birbirimizden kopmuş oluyoruz. Bir arada yaşama becerimizi kaybettik. Evde bir arada oturuyoruz, herkesin kendi ekranı var. Ne oldu aile görüşmeleri, akşam oturmaları hafta sonu ziyaretleri? Herkes telefonda başkasının hayatı ile o kadar meşgul ki... Bence simülatif bir evrendeyiz şu an. Ben buna inanmaya başladım bundan sonra acaba neyle karşılaşacağız diyorum. Pandemi de hepimizi evlere tıktı. Aşı yerine çip takıyorlar diyorlardı ya. Çipe gerek yok ki elimizdeki telefon çipin kendisi zaten. Daha fazla ayrışamayız, çözüldük zaten. Pandemi de etkiledi. Ne oldu birden bire bitti mi korona? Ne yaşandı ne bitti 30 yıl sonra okuyacağız. O zaman bu kadar keskin konuşanların, şu an ne söyleyeceğini bilmediklerini de görüyoruz."