Bursa’da askerlik yaşına gelen Yakup Bilensir, bağlı olduğu mezhepte silah tutmanın günah olduğunu iddia ederek askere gitmek istememişti. Muafiyet kararından sonra ise "Yedinci Gün Adventistleri" merak konusu oldu.
Yakup Bilensir'in kararı için dava açılmış ve “Türkiye Cumhuriyeti İslam devleti olsa da diğer dinlere karşı hoşgörülüdür” şeklindeki açıklamalı karar ile beraat etmişti.
Yakup Bilensir bir Hristiyan ve “yedinci gün adventistleri” mezhebine bağlıydı ki aslında bir tarikat demek daha doğru olacaktır.
Öncelikle "adventist" kelimesini bilmek anlamak için önemli. Adventist'in türediği "Advent" kelimesi Latince “adventus” kökten gelir ve varış, dönüş demektir.
Adventizm ise ilk olarak 19. Yüzyılın ikinci yarısında Amerika’da ortaya çıkan ve İsa Mesih’in bin yıllık Tanrı’nın Krallığı'nı kurmak için geri döneceği beklentisiyle de bir akıma dönüşen bir tarikat oluşumu.
HANGİ DİNE BAĞLILAR? NASIL EVRİLDİLER?
İlk başlarda Protestan orijinli bir mezhepken evrilip kendilerine “adventist” dediler ve sabırla İsa Mesih’in dönüşünü beklediler.
Hareketin lideri William Miller Hristiyanlığı tesadüfen kabul ettiği ile biliniyor ancak bunu hiç gizlememesi ile de ayrıca takdir görüyor.
Dini bir eğitim almadı. Latince dahi bilmiyordu ancak Danyel ve vahiy kitaplarının kıyamet alametleri bölümünü yeniden yorumladı ve kendine bu yolla taraftarlar edindi.
William Miller'in teolojisinin özü Eski Ahit’in Danyel kitabındaki “2300 gün” olarak bilinen peygamberlik zamanı ve ona göre bu tarih “21 Mart 1843” ve “21 Mart 1844” yılları arasındaydı.
İnsanları da İsa Mesih’in bu tarihlerde dünyaya döneceğine dair inandırmayı başardı fakat. Hz. İsa bu tarihlerde dünyaya geri dönmedi.
Müritleri arasında büyük hayal kırıklığı olan bu skandal ile tarikat dağılma noktasına geldi.
Bu kez sahneye Ellen Gould White adında bir kadın mürit gelerek kendini peygamber ilan etti. Aslında kendisi de o büyük hayal kırıklığı yaşayan müritlerdendi ama “Tanrı’nın kendisini peygamber olarak seçtiğini ve İsa Mesih'in yeryüzüne gerçekten geleceğini” söyledi.
Açıklamasında Miller'in doğruyu söylediğini ancak matematiksel bir hata yaptığını anlatarak, İsa Mesih’in dünyaya gelişiyle ilgili yeni tarihler verdi ancak 1869’da dahil İsa Mesih gelmedi.
Her defasında matematiksel hatalar yapıldığı söylenirken onlara inanan birileri hep vardı!
Bu, hareketten ayrılarak kendi tarikatlarına kuran kişilerin de işine geldi ve bu isimlerden en ünlüsü de kendisini “günahkâr Mesih” olarak tanıtan David Koresh’di. 1986 yılında Advestistlerin bir kolu olan Davidcilerin başına geçen isim.
DÜNYADAKİ EN BÜYÜK ADVENTİST OLAYI ABD'DE YAŞANDI! TAM 51 GÜN ÇATIŞMA!
Çocuk taciziyle dahi suçlanan bu grup pek çok kez şikâyet edildiler. En sonunda ise Amerikan Alkol Tütün ve Ateşli Silahlar Bürosu da bu iddiaları araştırmak için 28 Şubat 1993’te Mount Carmel’e baskın düzenledi.
Büyük bir mücadele ile karşılaşan ekip ile bölgeye özel tim sevk edildi ve çatışmalar tam 50 gün sürdü.
51. günün sonundaki bilanço ise 4 hükümet görevlisi, 21’i çocuk 81 müritin hayatını kaybetmesiydi.
Bu arada Amerikan basınında ve Temsilciler Meclisi’nde en çok tartışılan konulardan biri de FBI’ın sadece bir şikâyet üzerine gittiği bir çiftlikte nasıl olur da cephaneliğe dönen bir yerden haberinin olmadığı konusuydu.
Dünyanın en ünlü Yedinci Gün Adventisti 1998 Dünya Kupası’nda Arjantin’in kalecisi olan ve 1999 yılında Manchester United’ın teklifini redden Carlos Roa 2000 yılında kıyametin kopacağına inanıyordu.
Hatırlarsanız Futbolu bırakıp tüm zamanını ibadete ayırmıştı.
Takım arkadaşları, diğer adventistler gibi bir vejetaryen ve vegan olmasından dolayı “marul” takma ismi ile sesleniyorlardı.
Dünyada 20 milyondan fazla “yedinci gün adventistleri” 235 ülke ve 213 alanda faaliyet gösteriyor ve kiliselerine dua evleri diyorlar. Toplam sayıları ise 86.576 olarak biliniyor.
Hizmet alanları adı altında birçok organizasyona imza atıyorlar. Özel hastaneleri, yaşlı bakım evleri, sağlık merkezleri var. ADRA adını verdikleri Adventist Geliştirme- Yardım ve Kurtarma Kuruluşu 131 ülkede çalışıyor ve birçok projeyi yürütüyor.
RİTÜELLERİ
Ritüellerinden bazılarından bahsetmek gerekirse öncelikle dini sembol kullanmıyorlar. Ne kolyelerinde haç işareti ne de evlerinde İsa Mesih ya da Meryem Ana resimleri yok.
Hristiyanların yaptığı istavroz işaretini kullanmazlar...
Tanrının dünyayı 6 günde yaratığına ve 7.günde dinlendiğine inanırlar ve Cumartesi öğlen uykuları meşhurdur.
Yedinci gün adventistleri “cumartesiciler” olarak da bilinirler ve yıllık güneş takvimleri vardır; cumartesileri özellikle takip ederler, o gün çalışmazlar, seyahat etmezler, yemek yapmazlar. Alışverişe bile gitmezler.
Çocukların oyun oynamasına bile izin verilmezken çok gerekmedikçe doktora bile gitmezler.
Papazları tıraş olur, takım elbise giyerler. Özel dini kıyafetleri yoktur; kutsal su serpmez, tütsü sallamazlar, şarap içmezler, içki yasaktır.
Şarap-ekmek ayinini üzüm suyu ve ekmekle yaparlar.
Kadınları makyajlı pek göremezsiniz, gösterişten uzaktır. Kadınlar kulaklarını deldirmezler ve tabi ki asla küpe de takmazlar.
Klasik müziğe izin var ama pop ya da rock müzik dinlemek de yasak. Bu tarz müziklerin ahlakı bozduğuna inanılır ve tabi asla dans etmezler.
Domuz eti yemezler, koyu muhafazakâr olanlarsa hiç et yemezler. Dünya üzerinde en uzun yaşayanların kendi aralarından çıktığını iddia ederler ve bu kendileri arasında bir övünç meselesidir.
Katolik ve Protestan Hristiyan aileler çocuklarını ilk aylarda vaftiz ettirirken yedinci gün adventistleri çocuklarının vaftizini 15-16 yaşına gelene kadar bekletirler.
Çocukların kendi mezhebini kendisi seçmesi gerektiğine inansalarda doğumundan itibaren katı kurallarla yetiştirilen çocukların zaten reddetme şansı da pek yok.
Vaftiz olmayan hiç kimse dini nikâh da kıyamaz. Başka bir mezhepten biriyle evlenmeniz söz konusu bile değil.
TÜRKİYEDE ADVENTİSTLER
Türkiye’deki “yedinci gün adventist”lerinin İstanbul’da bir kiliseleri ve 100’e yakın kayıtlı üyesi var. İzmir’de Basmane’deki bir iş hanında toplanıyorlar.
Bu arada Adana ve Ankara’da İstanbul merkezli Adventist Vakfı’nın şubeleri de var.
Tesadüf müdür bilinmez ama “adventist”lerin organizasyonlarda ve derneklerinde kullandıkları logoları da bizim Milli Eğitim Bakanlığı’nın logosuna çok benziyor...
İkisi de kitap arasından çıkan meşale...
Adventistler konusundaki bilgi ve yazı akışı için Sayın Arzu Ertuğrul'a teşekkür ederiz. OdaTV'deki yazısından alınmıştır.
