İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Karadeniz turuna katılan bazı gazeteciler üzerinden başlayan tartışma ilginç bir boyut aldı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Karadeniz turuna yandaş basını da davet etmesi, Nagehan Alçı başta olmak üzere muhalif kesimi rahatsız etmişti. Eleştirilerin, İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun'un açıkalamaları üzerine artması sonucu, Ekerem İmamoğlu bizzat kendisi konuya açıklık getirmek için konuşmuştu.
İmamoğlu'nun özetinde "iktidar gibi sadece bana yandaş basını davet etmem asıl yanlış olurdu" söylemi şu cümlelerle gelmişti;
''Merkez medya dediğimiz alanda bile söz hakkı verilmiyor. Bugün en bildiğimiz medya kanallarında dahi, tek söz hakkı verilmiyor. Çıkıyor orada birileri, bizi yerden yere vuruyor, hain ilan ediyor vesaire… Tabiri caizse, hükümetin içindeki bazı sözüm ona üst kimliklerin sözcüleri oluyorlar. Ben de diyorum ki, bu insanlar gelsin, bizi tanısınlar."
İmamoğlu'nun iktidar yanlısı basında ve muhalif basında yer alan konuşmasının bir parçası ise ''Yok sayarak bir memleket değişmez. Toplumda bu insanlar var...Gelenlerin başımızın üstünde yeri var... Benimle aynı düşündüğünü söyleyen, anlık hırslarına yenilmiş insanlar olabilir. Ya da bir takımın renkleri üzerinden ayrıştırma gayreti içinde olanlar olabilir. Başkalarının değirmenine su taşıdığının farkında olmayanlar da olabilir bunların içerisinde. Farkında olup yapanlar da olabilir. Ama bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil" sözlerinden oluşuyordu.
Ancak nasıl ve neden olduysa bu konuşmadan sadece "bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil" sözleri kırpılarak defalarca farklı bir haberle gündeme getirildi.
Aslında konuşmasının devamında Ekrem İmamoğlu söylediği bu cümlenin anlamını ve yapmak istediğini şu sözlerle açıklıyordu;
"Şunun için bunu söylüyorum. Bu kadar büyük idealleri, olayları bu heyecanla konuşurken küçük detaylar üzerinden o davayı güden insan... Ya da yarın başka bir dostumuzun başına gelebilir, fark etmez. Ya bu insan ne yapmak istedi? Daha anlamadan, anlamaya çalışmadan bu tarz girişimleri yapanları akıllı olmaya davet ediyorum."
Ama nedense bu kısım asıl ilgiyi görmedi ve muhalif kesim tarafından bile okunmadı, okunamadı.
Tüm bunların üzerineyse Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç bile halkın yaşadığı bunca adeletsizliğe, skandala, ekonomiye, mülteci baskınına sessiz kalırken bir anda dile geldi ve “Umarım Fenerbahçelilerin, Ekrem İmamoğlu’na hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatma günleri gelmez. Uğur Bey forma verdi, ben olsam vermezdim. Ancak niyeti kötü değildi. Ziyaretçisinin niyeti kötüydü.” dedi.
Ali Koç'un neden şimdi ve sadece bu konuda dile geldiği düşünülürken Ekrem İmamoğlu da cevap hakkını kullanarak “Koç Grubu YK BV. Ali Koç'un açıklamasını dinledim. ‘İmamoğlu Koç Ailesi'nin Projesidir’ komplosunu yıktığı için teşekkürler. İktidara toz kondurmamasını camianın takdirine bırakıyorum. Fenerbahçe'nin her zaman yanındayım. Bu dilin saygın Koç Ailesi'ne zarar vermemesi dileğiyle…” dedi.
Ve tabi ki yine yanlı ve muhalif tüm basında İmamoğlu'nun "vız gelir tırs gider" şeklindeki cımbızlanan sözleri ile manşetler atıldı.
Anlayan var mı neler oluyor sahiden?
Herşeyi geçelim biz zamanlar Gezi Direnişi için "otelini açtı" denilerek iktidar tarafından yuhalanan, muhalif tarafından "kahraman" ilan edilen Ali Koç ki halkın desteği ile Divan adlı kurumu tarihindeki en büyük ciroyu yapmıştı o zamanlar, bırakın akıl almaz ve akla ziyan Gezi cezalarını, ülke halkının ekonomik çöküşü altında kalmasına, mülteciler ile boğulmasına, ortaya çıkan sıkandallara, İçişleri Bakanı'nın ya da Ümit Özdağ'ın ağız dalaşına laf etme gereği duymazken, bugüne kadar ülkede yada siyasette olan hiçbir şey dikkatini çekmezken, ne oldu da birden siyasete dikkat kesildi ve dile geldi?
