İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere ait 193 araziye el koydu.

Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ’ye bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi tarafından yazılı bir açıklama yapıldı ve bu açıklama Filistin haber ajansında WAFA’da yer aldı.

Yapılan yazılı açıklamada Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in 2014 yılından bu yana çıkardığı 29 istimlak kararı ile beraber el koyduğu arazi sayısının da 2 bin 100 dönüm olduğunu duyurdu. Bununla beraber Başkan Şaban, işgal altında bulunan Batı Şeria’nın güneyindeki Eriha kentine bağlı El-Uca bölgesinde Filistinlilere ait 193 dönüm araziye el koyduğunu açıkladı.

Yapılan açıklamalarda, İsrail makamlarının Uca köyüne bağlı 193 dönümlük arazide kamulaştırma gerekçesi öne sürdüğü ve bu istimlak gerekçesiyle de arazilere el koyduğu belirtildi.

Webtures'dan Yenilikçi Hamle: Dijital Strateji ve Yapay Zeka Danışmanlığı Alanında Büyük İşbirlikleri Webtures'dan Yenilikçi Hamle: Dijital Strateji ve Yapay Zeka Danışmanlığı Alanında Büyük İşbirlikleri

Konsey Başkanı Müeyyed Şaban, yaptığı açıklamada, İsrail makamlarının aldığı bu istimlak kararlarını, özellikle Barı Şeria’nın yüzde 61’lik kısmını oluşturduğunu ve Filistinlilerin imar planı yapılmasına izin verilmeyen C bölgesinde olduğunu belirtirken, bu imar izni verilmeyen C Bölgesi’ndeki topraklara da el koymak için bir araç olarak kullandığını ifade etti.

İsrail’in 2014 yılından bu yana toplamda 2 bin 100 dönümlük araziye de el konulduğu açıklandı

Bunun yanı sıra Şaban, İsrail’in 2014 yılından bu yana ‘Kamu Yararı’ gerekçesini öne sürerek 29 istimlak kararı çıkardığını ve çıkarılan bu karar ile de 2 bin 100 dönümlük araziye el koyduğunun altını çizdi. İsrail’in bu şekilde yerleşim birimlerini yol ve tünellerle birbirine bağladığını belirten Konsey Başkanı Şaban, Yahudi yerleşimcilerin hayatlarını kolaylaştırmayı ve ‘Kolonyal’ yerleşim projesine hizmet etmeyi amaçladığını da vurguladı.

Diğer bir yandan İsrail’in, Filistin’in topraklarına el koyma politikasının bir parçası olarak da işgal altındaki Kudüs’te ve Batı Şeria’da binlerce dönümlük araziyi önce doğa koruma alanı ilan ettiği ve sonrasında da bu bölgeleri yerleşime açtığı belirtiliyor.