Erken deprem tahmini için 23 yıldır İstanbul Teknik Üniversitesi’nce yürütülen ‘Sismik Risk İzleme’ projesi yapay zeka ile son derece ciddi bir ivme kazandı.

Bilim dünyası depremin erken tahmin edilmesine yönelik çalışmalarına hız kesmeden devam ederken İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ’den sevindiren haberler gelmeye başladı. 23 yıldır devam edilen Sismik Risk İzleme projesi, yapay zeka sistemi sayesinde ciddi bir ilerleme kaydederken, İTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Üstündağ da yapay zekanın proje çalışmalarına eklenmesiyle çalışmaların hızlandığını doğruladı.

23 yıl boyunca TÜBİTAK desteğiyle sürdürülen ‘Sismik Risk İzleme Yöntemi Geliştirilmesi’ projesi, deprem riskinin olduğu bölgelerde meydana gelen her türlü değişim özel sensözlerle ölçülmesi ve yapay zeka ile de yorumlanabilir bir veriye dönüştürülmesini hedeflerken, projede ciddi bir yol kat edildiği herkesi sevindirdi.

Balkon ve Mutfak Konforu İçin İpuçları Balkon ve Mutfak Konforu İçin İpuçları

Bu yeni yapay zeka sistemi ile 2 saat ila 4 hafta aralığındaki süreçlerde depremsellik ilişkisi kurulabiliyor

Projenin sorumlularından biri olan İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burak Üstündağ Akşam gazetesine verdiği demeçte, projenin farklı başlıklar altında 23 yıldır sürdürüldüğünü, kendisinin ve ekibinin de fay bölgelerindeki stres alanlarında yaşanan değişim ile anormalleri yakından takip ettiklerini ifade etti. Ayrıca Prof. Dr. Üstündağ, Elektrostatik Kayaç Gerginlik EKG izleme adı verilen yöntemle fayları çevreleyen bölgelerden insan EKG’sine benzer şekillerde de günlük periyotlara göre ölçümler aldıklarını belirtirken, alınan ölçümlerdeki desenlerdeki sapmadan oluşan bu yersel şekil değiştirme verilerinin de kısa vadeli yani 2 saat ila 4 hafta aralığındaki depremsellik ilişkisi kurmak için kullanıldığını belirtti.

1999 depreminden sonra İstanbul Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında bazı sıra dışı gözlemlerden yola çıkarak bir sensör geliştirdiklerini aktaran Prof. Dr. Üstündağ, geliştirdikleri sensör ile yüzeye yakın yer altı yapısal değişiklikleri gözlemleyebildiklerini de ifade etti ve bu sensörlerden de elde ettikleri tahmin çalışmalarında kullanmak üzere bir gözlem ve veri işleme sistemine dönüştürdüklerini ekledi.

Başlangıçta 0,4 civarında olan ilişki durumu oranının günümüz itibari ile 0,7 mertebelerine çıktığının da altını çizen Prof. Dr. Burak Üstündağ, bu oranın 0,85 ve üzerine çıkması durumunda da zaman içerisinde orta ve kısa vadeli risk yönetimi için kullanılabileceğini söyledi. Böylelikle de ileride erken uyarı sistemlerinin bir parçası olabilecek yeniliğin de önünü açabileceklerini de açıklamalarına ekledi.

Öte yandan Prof. Dr. Burak Üstündağ, 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi’nin öncesi ve sonrasında çekilen uydu görüntülerinin yersel şekil değişimini ve buna bağlı stres dağılımını gösterdi ve uydu görüntülerindeki farklılaşmaların da 13 Ağustos ila 17 Ağustos tarihleri arasında olası depremi de işaret etti.